Sizlerle duyduğumuz gurur devam etmelidir...
Yıllardır futbolla ilgili herkesin dilinde 'Futbolumuz ilerliyor ama hakemliğimiz Avrupa'da ve dünyada hiç yok' cümleleri bugün “hakem” gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Bu durum bir yönde sevilirken, diğer yönde de üzüntüye sebep olmaktadır. Demek ki istenince sağlıklı sonuçlar alınabiliyormuş. Eğitilmiş, lisan bilen, objektif kararlar veren bir neslin, hakem müessesesine kazandırılmasıyla Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek ve Bülent Yıldırım, FİFA yardımcı hakemlerimiz bu genç isimler bugün Avrupa ve dünya klasmanlarında gurur kaynağımız olmaktadırlar.
İnşallah nazarımız değmez, onlar da genç kardeşlerini Merkez Hakem Komitesi organizasyonlarıyla geleceğe hazırlarlar.
Bir federasyonun en çok zorlandığı iki ana konu vardır: Milli takımların başarısı ve Merkez Hakem Kurulu'nun kesinlikle adil ve objektif kalmasıdır.
Maalesef milli takımlar konusunda futbol ailesinin ve kamuoyunun umutsuzluğu artarken, hakem camiasının yükselen bir grafik göstermesi çok olumlu bulunmaktadır. Eğitimin ve tekrarların pratikle geliştirilmesi, hakem camiasının psikolojik olarak da özgüvenini arttırmıştır.
Bu çalışmalara yön veren ve katkısı olan herkese teşekkür borçluyuz. Federasyonumuzun, hakemliğimizin daha da gelişmesi için profesyonel hakemlik konusunu gündeme alacaklarını duymaktayız. Diliyorum ki, hakemlerimizin yaşamlarını eşit ve adil bir şekilde değerlendirip birbirleri arasında uçurumlar ve dejenerasyon yaratmaması en önemli standart olacaktır.
Spor akademilerinde hakemlikle ilgili özendirici ders programları konulmalı ve durumun itibarını yükseltecek PR'lara yer verilmelidir.