Değerli okuyucularımız hakem camiasında belli bir yere gelmiş, sevilen ve hakemlikte iz bırakan hocalarımızı unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu yazımızda Efendi kişiliği ile öne çıkan İstanbul bölgesi eski hakemlerinden Ergül Yücedağ’ı tanıtacağız.
Yüce bir dağ gibidir ERGÜL YÜCEDAĞ
3.maçında derbiye çıktı.
Torpille, alo'yla değil, alınteriyle.
1985-86 sezonunda Üst Klasmana yükseldi.
İlk iki maçı çok iyi geçince dönemin MHK'sı Galatasaray-Beşiktaş derbisine 'Hadi Ergül sen altından kalkarsın hazır ol' dedi ve atadı.
* * *
Yardımcıları Sabri Çelik ve Ahmet çakar'la harika bir maç çıkardı.
Hak ettiğini ispatladı, güvenenleri mahcup etmedi.
* * *
Hiç mutlu olmaz mı insan.
Daha 3.maçı ve derbi.
3'ü de kılçıksız, kemiksiz, tereyağdan kıl çeker gibi, bir hakem daha ne ister.
Hele o derbi.
2'sinin de üstüne kaymaklı ekmek kadayıfı oldu.
* * *
Bir tanecik evladı, oğlu var, o da hakem.
Ama babasından medet umanlardan, babasının gölgesine saklananlardan, babasının adı kullananlardan değil.
Ulusal hakem Harun Yücedağ, garibim kendi çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Ergül Yücedağ adına sığınmadan.
Doğrusu da bu ama.
Gel de başka baba ve oğullara bunu anlat.
* * *
34 yıl, hakem ve gözlemci olarak hizmet verdi, onurla, şerefle.
Her hakem gibi talihsiz maçı oldu, haliyle.
Ama her zaman mertliği, dürüstlüğü, helali, hakkı elden bırakmadı.
* * *
Kendisi İstanbul'da şahsım İzmir'de olduğu için, fazla görüşemedik.
Haliyle yardımcı çıkamadım, gözlemcim de olmadı.
Tanırım, bilirim, severim, pozitif enerji almışlığım yüksektir.
* * *
Bir gün olsun reklam peşinde koştuğunu görmedim.
Hakem gecelerinde maç kapmak için gerdan kıvırdığını duymadım.
Şampanya patlatmışlığı da yok.
Yorumcu ve Yazar olmak için gazete kapılarında da yatmadı.
Adam gibi geldi, adam gibi gitti.
* * *
Kibardır, beyefendidir, tatlı sözlü, güler yüzlüdür.
Otorite sağlayacağım diye futbolculara sert sert bakanlardan olmadı.
* * *
Kin gütmez, kafasında kurmaz, senaryo yazmaz.
Kavga ettiğini, tartıştığını, sesini yükselttiğini gören olmadı.
* * *
İki tip insan vardır hakem camiasında.
Biri menfaat icabı, maç kapma uğruna, şirinlik yapılan seviliyor hissi verilenler, iş bitince yüzüne bakan olmaz bu gibilerin, buruşturup atılır.
Bir de Ergül Yücedağ gibileri vardır.
Her daim sevilir, sayılır, adı geçer, sevilmeyi her şeye rağmen hak eder.
* * *
Gözlemcilik 65'de son.
'Buraya kadar tamam artık yapmamın anlamı yok' dedi ve daha 2 yılı olmasına rağmen ben fazla bilgisayardan anlamam dedi ve gözlemciliği bıraktı.
Bıraktığında da 'Bana ne' diyenlerden olmadı.
'Her zaman yanınızdayım' diyor.
* * *
1950 Niğde doğumlu.
14 yaşında futbola başladı.
Beşiktaş Genç, Beyoğluspor, Tophane Tayfunspor ve Aksarayspor'da amatörce futbol oynadı.
* * *
Kader anı dedikleri, Kırılma Noktası dedikleri an, bu an olmalı.
Futbolu bıraktıktan sonra eşinin çalıştığı tekstil firmasına gitti.
Müdür, eski MHK Üyesi Tarık Yamaç hocamız, Allah gani gani rahmet eylesin.
Israr etti, 'Bak top oynadın, hakemliğe de yatkınsın, gel seni hakem yapalım' dedi.
* * *
MHK Başkanlığı yapmış Allah rahmet eylesin Mustafa Çakar hocamızın açtığı kursa gitti ve herşey o an başladı.
Hayatının rotası birden değişti, 34 yıl sürdü hem de.
1 yıl Bölge, 4 yıl Yan Klasman, 1 yıl C Klasman 3 yıl B Klasman derken, 9 yıl da yeni adıyla Süper Lig'de hakemlik yaptı, 19 yıl da Üst Klasman Gözlemciliği.
* * *
Mesajı da şöyle kendisine yakışır bir şekilde;
'1979 yılında girmiş bulunduğum camiamdan üzülerek ayrılıyorum. Bu şerefli formayı yıllarca zevkle taşıdım. Çok güzel arkadaşlar, çok güzel dostluklar edindim. Her şeyin bir sonu var bende kimseye kırgın olmadan gözlemciliği bırakıyorum. Camiamızda bana emeği geçen, öbür dünyaya göç etmiş hocalarıma Allah'tan rahmet, yaşayan ağabey ve kardeşlerime sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum. Ben hakkımı helal ediyorum. Lütfen onlar da haklarını helal etsinler. Canım sağ olduğu, nefes aldığım müddetçe camiamızın yanında olacağımı bildiriyor başarılar diliyor, sevgi ve saygılar sunuyorum' dedi, gitti.
* * *
Kimseye çemkirmeden, sallamadan, havalara girmeden, biriktirip biriktirip sonunda boşaltıp ayıp etmeden.
Gündem yaratıp hakemliği bırakarak prim de yapmasını bilirdi, terbiyesine, kişiliğine aykırı zaten.
Yapmaz, yapamaz, o taraklar da bezi olan adam değil.
* * *
Dedik ya.
Adam gibi geldi, adam gibi emek verdi, adam gibi de gitti.
Adam gibi adam zaten.
Ufku yüce bir dağ misali.