Futbol hakemliğimizle ilgili yazılacak o kadar çok konu var ki..
Bugün farklı iki açıdan bakacağız konuya..
Yazımız biraz uzun olacak ama lütfen sonuna kadar okumanızı öneririz.
Bu yazıyı hakemlik yapan ve de gelecekte iyi yerlere gelmek istiyorum diyen hakemlere mutlaka ulaştırmanızı özellikle istirham ediyoruz.
Daha önce hakemlik yaparken almış olduğum notlardan bazılarını genç kardeşlerime paylaşma gereği duydum. İnanın şuan için kendilerine lazım olduğuna inandığım yegâne notlar bunlardır.
FUTBOL KULÜPLERİ VE HAKEMLER
Futbol kulüpleri, hakem kararlarının tartışılmasına ve hakemliğin genel olarak tartışılır bir hale gelmesine çeşitli şekillerde katkıda bulundular mı?
Diğer bir konu ise hakemlerimizin bu durum karşısında nasıl bir tutum içerisinde olmaları..
KAMUOYU BASKISI VE SÖYLEM
Kulüplerin yöneticileri, teknik direktörleri ve oyuncuları, özellikle aleyhlerine verilen kararlardan sonra hakem performanslarını sık sık kamuoyunda acımazsızca eleştiriyorlar.
Avrupa’da ise eleştiri okları bu kadar sert değil. Hakemler hakkında eleştiri yapan teknik adam ve yönetici anında cezayı yiyor. Bizde ise eleştiri yapmayan yönetici pirim yapamıyor..!
Bu tür açıklamalar, taraftar ve medya üzerinde baskı oluşturarak hakemlerin hata yapma olasılığına dair algıyı güçlendiriyor. Bu eleştiriler, bazen spesifik bir kararın ötesine geçerek hakemlerin genel yeterliliğini veya tarafsızlığını sorgulayan ifadelere dönüşebiliyor.
LOBİCİLİK FAALİYETLERİ AĞIR BASIYOR MU?
Bazı kulüplerin, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Merkez Hakem Kurulu (MHK) gibi kurumlar nezdinde hakem atamaları, ceza ve terfi kararları üzerinde etkili olmaya çalıştığına dair iddialar ortaya atılır. Bu lobicilik faaliyetleri, hakemlerin bazı kulüplere karşı daha temkinli veya tarafsız olmayan kararlar alması gibi algılara yol açabilir mi?
MAÇ SONRASI YAŞANAN OLAYLAR
Hakemlerin müsabakada verdiği tartışmalı kararların ardından, maç sonu basın toplantılarında ve sosyal medyada yapılan açıklamalarla bazı kulüplerin gerilimi artırabilme olasılıkları bir hayli fazla.
Bazen bu gerilim, hakemlere yönelik sözlü veya fiziksel saldırı tehditlerine dahi varabiliyor olması ize üzücü.
Bu durum, hakemlerin maç yönetimi sırasında kendilerini baskı altında hissetmesine ve dolayısıyla karar alma süreçlerinin etkilenmesine neden olabildiğine şahit olundu.
HAKEM EĞİTİMİ VE GELİŞİMİ KONUSUNDAKİ İLGİSİZLİK
Kulüpler, genellikle kendi dertlerine düşmüşler. Sürekli yapılan milyon dolarlık transferler ve başarısızlık karşısında sürekli hoca değiştirmeler. Bu durumlarda hakemliğin kalitesinin arttırılması onların umurlarında bile değildir.
Bunun yerine, hakem hatalarını sadece bir sonuç olarak görüp bu hatalar üzerinden çıkarımlar yapmayı tercih edebilirler. Bu durum, hakemliğin gelişimine yönelik uzun vadeli çözümlerin göz ardı edilmesine neden olur.
Bu faktörlerin bir araya gelmesiyle, hakem kararları futbolun ayrılmaz bir parçası olmaktan çıkıp, kulüpler arasındaki rekabetin bir aracı haline gelebilir.
İYİ BİR HAKEMİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Öncelikle şuna bir vurgu yapalım..
Futbol sahalarında hakemlik her ne kadar kurallar ile uygulansa da, etkili ve başarılı hakem olabilmenin bir "sanat" olduğu kesindir.
Bir hakemin müsabaka alanında sergilediği sanatsal becerinin büyük bir bölümü onun kişisel özelliklerine bağlıdır.
TUTARLILIK VE TUTARSIZLIK
Üst düzey bir hakemlik için herkesin fikir birliğine vardığı karakteristik özellikleri özetlersek; tutarlılık, uyum, kararlılık, denge, dürüstlük, karar verme (yargılama), güven ve motivasyon iyi bir hakemin özelliklerini oluşturmaktadır.
Oyuncular ve antrenörler hakemlerin tutarlı olmasını beklerler.
Hakemlerin kararları aynı veya benzer durumlarda farklılık göstermemeli ve kuralları her iki tarafa da eşit şekilde uygulamalıdırlar.
Tutarsızlık; oyuncular ve antrenörler tarafından hoş karşılanmayan ve çok sık eleştirilen bir durumdur.
Hakemler, işlerindeki tutarlılığın önemini fark etmelidirler.
Örneğin; hakemler üzerine yapılan bir araştırmada, hakemlerin %75’i “Hakemlikteki tutarlılığın, kural bilgisi kitabını takip etmekten çok daha önemli olduğuna inanıyorum” ifadesini belirtmişlerdir.
Tutarsızlığın Sorunları Tecrübeler, tutarlılığın eksikliğinde şu problemlerin ortaya çıktını göstermiştir:
•Oyuncular her zaman neye müsaade edilip edilmediğini tahmin etmek zorunda kalıyorlar.
•Antrenörler hayal kırıklığına uğramış ve hakemlerin yeterli olduğuna inanmaz bir tavır alıyorlar.
*Hakemler “düzeltici” düdükler çalmayı denediğinde, daha önceki hatalardan dolayı takım ve oyuncuların cezalandırıldığı düşünülüyor (Hatayı hata ile telafi etme). Bir hakem karar vermede tereddüt yaşadığı zaman oyuncular ne olacağını bilemezler.
*Eğer bir hakem bir pozisyona çalmadığı faulü daha sonra aynı durumda diğer pozisyona çalıyorsa, oyuncular ve antrenörler buna anlam veremezler.
*Bu durum genellikle kaygı, hayal kırıklığı, öfke ve en son olarak da bazı negatif fiziksel davranışları meydana getirir; Çünkü oyuncular ve antrenörler aldatıldıklarını düşünürler.
*Tutarlılık ile ilgili en büyük tehlikelerden biri, hakemin hatayı düzeltme düşüncesi eğiliminde olmasıdır.
“Hakemlerin, bir takıma çaldıkları kötü bir düdükten sonra bunu dengelemeye çalıştığı hissine kapılıyor musunuz?” sorusuna hakemlerin %77’si evet cevabı vermişlerdir.
*Tutarlılığın Başarısı Doğru tutarlılık sonuçları, hatayı düzeltici düdüklerle değil, müsabakadaki her bir olay için standart kural yorumlarını uygulamakla olur.
*İşin özü, tutarlılığın ana kaynağı, doğru yargılama ve yorumlamadır.
Bir müsabakadaki kuralları standart bir şekilde yorumlama ve uygulama olan oyun içi tutarlılık, etkili hakemlik için çok kritiktir. Ancak ha- kemlerin müsabakalar arasındaki tutarlılıkları da o derece önemlidir.
*Üst düzey hakemliğin tutarlılığının başarısı için gerekli olan ikinci özellik ise, zihinsel ve duygusal becerilerdir.
*Tutarlı hakemlik sağlam bir zihinsel durum gerektirir. Performanstaki en üst ve en alt noktalar çok sık psikolojik tutarsızlıkla direkt olarak ilişkilidir.
KARARLILIK
*Kararlılık Bir hakemin karar vermesi hareketin oluştuğu anda veya mümkün olan en kısa sürede olmalıdır. Bunun anlamı, çalacağınız bütün düdükleri duraksama yapmadan çalmalısınız demek değildir.
*Gördüğünüz şeyi anlamak ve kavramak için bir an duraksayabilirsiniz. Ama fazla duraksama oyunculara ve antrenörlere emin olmadığınız izlenimi verecektir ve gecikmiş bir düdük, şikâyet konusu olacaktır. Kararlı düdükler itirazlara konu olmazlar. Bundan dolayı hızlı ve kararlı hükümler ile tartışmaları önleyebilirsiniz.
*Özellikle de müsabakanın ilk ve son bölümleri sırasında sporcuların, antrenörlerin ve seyircilerin duygu ve gerilimi birlikte hissetmeleri normal yaşamda sık rastlanan bir şey değildir.
*Hakemlerle yaptığımız görüşmelerde, sakin ve rahat oldukları zaman performanslarının daha iyi olduğu konusunda hemfikir olduklarını gördük. Rahat ve sakin kalabilme yeteneği hakemlik için son derece önemlidir. Çünkü hakemler, antrenörler, oyuncular ve seyirciler tarafından daha fazla baskı altında kalırlar.
*Hakemlikte ne kadar iyi olursanız olun, antrenörlerin, oyuncuların ve seyircilerin hepsini mutlu edemezsiniz.
*Hakemlerin herkesi memnun etmeye çalışma gibi bir yaklaşımı boş ve zarar vericidir. Kendinizi, bütün doğru düdükleri çalmak adına baskı altına almanız, sadece öz-eleştiri ve tükenmişlik seviyenizi yükseltir.
*Rahatlamaya başlamak, hata yapmaktan korkmak, insanları hayal kırıklığına uğratmak veya kontrolü kaybetmeye başlamak değildir. Hakemlerin en iyi performansları, onların antrenör ve oyuncular tarafından eleştirilerden veya aynı düdüğü tekrar çalmaktan korkmadıkları zamanlarda görülür.
*Hakemler bireysel kontrollerini, özellikle yüksek gerilim anlarında, kavga durumlarında, sakatlıklarda, faullerde ve ani şiddet olaylarında her zaman sürdürmelidirler.
*Kontrol ve uyum içinde olan bir hakem, liderliğini ve otoritesini kullandığı zaman, çirkin bir olayla sonuçlanabilecek kritik durumları engelleyebilir.
*Gerilimli anlarda, hareketleriniz ve tavırlarınız mümkün olduğu kadar ölçülü olmalıdır.
*Hakemlik yaptığınız süre içinde heyecan miktarınız normal düzeyde olmalıdır. Ama duygularınızı ve hareketlerinizi de kontrol altında tutmanız da önemlidir.
*Bir hakem olarak oyuncuların, antrenörlerin, yöneticilerin ve seyircilerin sizin etkililiğinizi zedelemelerine asla izin vermeyin.
DÜRÜSTLÜK
*Dürüstlük, hakemlerin müsabaka esnasında, oyuncuların, antrenörlerin veya seyircilerin, reaksiyonları, müsabakanın bitiş süresi, skor, bir önceki düdük veya etkili olabilecek potansiyel kaynaklar ne olursa olsun, doğru davranış ve önyargısız düdükler çalmasıdır.
*Dürüstlüğünüzü sürdürmek için en güvenli yol, atasözünde söylendiği gibi “Ne görüyorsan, onu çal”dır.
“EN İYİ HAKEM SAHADA GÖRDÜĞÜNÜ ÇALAN HAKEMDİR”
*Müsabaka içi veya müsabaka dışı her iki halde de dürüstlüğünüzü korumanız son derece önemlidir. Bundan dolayı, hakemlik yaparken sorumluluklarınızın farkında olmanız gereklidir.
*Dürüstlüğünüze olan saygının devamı için, saha dışında da eşit davranmalısınız. Hiçbir şekilde gelecekte maçını yöneteceğiniz takımlar veya oyuncular hakkındaki fikirlerinizi kimseye söyleyemeyin, yorumlar yapmayın ve asla kin gütmeyin.
*Ne şekilde olursa olsun, yöneteceğiniz herhangi bir müsabaka için miktarı çok küçük olsa da asla bahis oynamayın.
*Sonuç olarak, hakemliğinizdeki ayrımcılıklar sizin kişisel dürüstlüğünüzü ortaya koyar.
*Asla antrenörler veya sporcular ile yakın arkadaşlık veya aile dostluğu gibi sizin değerinizi ve dürüstlüğünüzü tehlikeye sokabilecek ayrımcılığı kabul etmeyin.
*Karar Verme (Yargılama) İyi karar verme, spor branşına özel yönetmelikleri ve kuralları tam ve mükemmel bir şekilde anlama ile başlar.
*Daha önce de söylendiği gibi, kural bilgisi oyunun doğrularını uygulamanızda size rehber olarak hizmet eder.
*Sonra, tecrübeler yoluyla hakemlik durumlarının seçenek ve boyutları ile tanışmanızı sağlar ve size güvenilir bir karar verme kazandırır.
*Neyse ki konsantrasyon, uygulama yaparak güçlendirilebilecek bir beceridir.
GÜVEN
Kendini yeterli bulan hakemler, kendileri ve nitelikleri hakkında güven sahibidirler.
*Bu öz güven bütün durum ve müsabakanın üstesinden gelebilir. Kendine güvenen hakemler tüm zorluklarda kendilerini kontrol edebilirler.
*Bunun anlamı kendileri ile ilgili hiç şüpheye düşmedikleri değildir, yalnızca kötü bir düdük çaldıklarında veya bir aksilik durumunda kontrollerini kaybetmezler.
*Her hakemin unutmayı tercih ettiği müsabaka tecrübeleri vardır, ama kendine güvenen hakemler yaptıkları işin ne kadar iyi olduğuna güçlü bir şekilde inanırlar ve asla bunun tersini düşünmezler.
*Güveni anlamak her ne kadar zor olsa da, başarılı hakemler durum ne olursa olsun pozitif tavırlarını sürdürmeye devam ederler.
*Eğer bir görevde kendinize inanmıyor ve zayıf bir performans sergileyeceğinizi düşünüyorsanız, kendinizi uzun bir oyuna hazırlamanız gerekir.
*Çünkü güven, başarılı hakemlik için çok can alıcı bir özelliktir.
MOTİVASYON
*Üst düzey hakemler işlerinden son derece zevk alırlar. Çünkü sürekli kamuoyu önündedirler. Üstelik de bu işten belirli düzeyde para kazanıyorlar.
*Bu duygu ve haz, enerjiyi hissetme ve pozitif zihinsel düşünce ile güçlü bir şekilde bağlıdır.
*İyi hakemlik çok çalışma, kendini adama ve çok uygulama gerektirir. Bütün bu sözcükler haz ile yakından ilişkili olan yüksek düzeyde motivasyondan gelir.
*Eğer bir hakemin hakemlikten haz alması azalırsa, uygulamada ve işteki çabasında motivasyon eksikliği olacaktır. Hakemler arasında en yaygın olan konu, hakemliği sürdüremeyen kişilerin artık ondan zevk/haz almadığıdır.
Çünkü üzerlerinde şiddetli bir baskı vardır. Performanslarının değerlendirilmesi ve takdir edilme eksikliği söz konusudur.
KİMSENİN ADAMI OLMAYIN
Son zamanlarda bu hakem şunun adamı, bu hakem bunun adamı gibi söylemler ortada dolaşmaktadır.
Biz yıllardır yazıp söylüyoruz; Hakemin kendisi adam olduğu için o düdüğü ve bayrağı sizlerin eline veriyorlar.
Hakem kimsenin adamı olmamalıdır. Eğer sizler kafanızda farklı tilkiler dolaştırmayıp sadece kendinizi hakemliğe adarsanız işte o zaman iyi hakem olursunuz.
Eğer sırtınızı bir adama dayarsanız vede o adamlar gittiğinde yerine yeni adamlar geldiğinde ne olursunuz biliyor musunuz; İşi bitmiş kirli bir mendil gibi çöpe atılırsınız..!
Unutmayın kurulların o koltukta rahat oturabilmeleri için iyi hakemlere ihtiyaçları var.
Siz biat eden el etek öpen değil de bir duruşu olan ve hakemliğin saygınlığını arttıran yukarıda özelliklerini sıraladığımız nitelikli hakem olma yolunda emin adımlarla ilerlerseniz inanın işte Türk hakemliği o zaman şaha kalkacaktır.
Yok, ben gözlerimi kaparım vazifemi yaparım cinsinden hareket ederseniz o zaman da ne yapalım “başa gelen çekilir” dersiniz.